Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ahmet Halûk Dursun, 34. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, Topkapı Sarayı 3. Ahmed Kütüphanesi’nde kitap müzesi ve sarayın Divit Odası’nda da ünlü isimlerin kalemlerinden oluşan bir dolmakalem müzesi açacaklarını bildirdi. Müsteşar Dursun, “Rahmetli Çelik Gülersoy’un İstanbul Kitaplığı’nın da kamuya ve istifadeye açık olması için de işin takibindeyiz” dedi.
34. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde açıldı. Fuarın ana teması “Hayata gülümseyerek bakmak”, onur konuğu Romanya, onur çizeri de Tan Oral olarak belirlendi.
Karadeniz Salonu’nda düzenlenen açılış törenine İstanbul Valisi Vasip Şahin, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. A. Haluk Dursun, Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Kütük, başlayan Romanya Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Mattei Ioan, TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan, TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl, TÜYAP Kültür Fuarları Kurumsal İletişim Müdürü Cemran Öder katıldı.
Ünal: Romanya edebiyatı, Türkiye’de 1939’dan beri tanınan bir edebiyat
TÜYAP Kültür Fuarları Kurumsal İletişim Müdürü Cemran Öder, 9 günlük fuar programları hakkında kısa bilgiler verdi.
TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, kitap fuarının, inişli çıkışlı, uzun soluklu bir mücadele sonucunda topluma mal olduğunu belirterek, fuarın hâlihazırda 5 şehirde gerçekleştirildiğini kaydetti.
Celâl: Dünya yayıncılık sektöründe 11. sıradayız
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl de, fuarın ana temasının “Hayata gülümseyerek bakmak” olduğunu hatırlatarak, bütün toplumun buna ihtiyacı olduğunu söyledi. Celâl, Romanya’nın “Onur Konuğu” olması münasebetiyle, bu konuda şöyle konuştu:
“Romanya edebiyatı, Türkiye’de 1939’dan beri tanınan bir edebiyat. Panait Stradi ile başlamış bir ilişki. Panait Stradi, Türkiye’de Orhan Kemal kadar sevilen, onunla eş tutulan, ‘Balkanların Orhan Kemali’ denilebilecek, tüm eserleri Türkçeye çevrilmiş bir yazar; ama ne yazık ki bu ilişki, ilerleyen yıllarda çok kuvvetli olmamış. Fuar vesilesiyle 4 gün boyunca Roman edebiyatını, kültürünü, sanatını da tanıma fırsatı bulacağız” diye konuştu.
Türkiye’de yayıncılığın her yıl ortalama % 5 oranında büyüdüğünü ve geçen yıl sektörün 2 milyar 381 milyon Dolar ciro yaptığını belirten Celâl, Yayıncılar Birliği’nin verilerine göre Türkiye’nin, dünyanın en büyük 11. yayıncılık sektörüne sahip olduğunu söyledi.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, artık Meclis’e gelsin
Konuşmasında yeni kurulacak olan Hükümete yönelik bir çağrıda bulunan Celâl, taleplerini şöyle dile getirdi:
“Toplum olarak barış ve huzur istiyoruz hükümetten. Yazarlar, çevirmenler, yayıncılar olarak ise 2 temel meselemiz var, değişmeyen gündemde. 2 temel meselemizden birisi, yayınlama özgürlüğüdür. Yayınlama özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğünün bir parçası olarak Türkiye’nin sırf yazarlarının, çevirmenlerinin, yayıncılarının değil, Türkiye toplumunun tamamının ihtiyacıdır. İkincisi korsan yayındır. Korsan yayın, maalesef, çok büyük mücadele edilmesine rağmen, fizikî anlamda belki geriledi; ama şimdi dijital alanda çığ gibi büyüyor. Yeni hükümetten de açık ve net bir şekilde talep ediyoruz; 2 yıldır Sayın Bakan’ın imzasını bekleyen Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, artık Meclis’e gelsin. Çünkü biraz daha beklerse bu yasa, dijital alandaki korsan yayıncılık o kadar büyüyecek ki, biz, normal kitaplarımızı basamaz hâle geleceğiz.”
Kültür A.Ş.’nin desteği kayda değerdir
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl, konuşmasının sonunda kitap fuarını başarıya ulaşmasına katkı sağlayan okuyuculara, basın mensuplarına, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, İstanbul Valiliği’ne ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Celâl, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi, fuar tanıtımına büyük bir destek veriyor. Özellikle Kültür A.Ş.’nin desteği de kayda değerdir” dedi.
Hızlan: Sanat fuarına daha fazla önem verelim
TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan, fuara olan ilginin her yıl biraz daha artıyor olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Hızlan, fuarlarda yazarların bütün kitaplarını bir arada görmenin okuyucuya bir mukayese imkânı sunduğuna işaret etti. Hızlan, “Ben, toplu mukayesenin önemine inanırım” dedi. Kitap fuarıyla birlikte açılan sanat fuarının biraz arkada kaldığını ifade eden Hızlan,şunları söyledi:
“Hep tekrar ederim; Yahya Kemal Beyatlı ne diyordu? ‘Bizim şikâyetimiz, resimsizlik ve nesirsizlik’ diyordu. Nesri şimdi yavaş yavaş geliştiriyoruz; ama resimsizlik de ağır ağır gidiyor. Oysa Cumhuriyet’ten bu yana devlet, resme ve ressama çok yardımda bulundu. Yalnız dâhilde değil, yurt dışında da çok büyük çalışmalar yapmalarını sağladı. Onun için, kitap fuarına gelenlerin ben, sanat fuarına da gelmesini istiyorum. 34 yıl, önemli; ama daha önemlisi, sanat fuarının 25 yıldır sürmesini istiyorum. Kim koleksiyon yapıyor, sanat eleştirmeni kim? Onların hepsi, kitap yazarları, edebiyat kadar ortaya çıkmıyor. Onun için biz, bu fuar vesilesiyle biraz gayret gösterelim.”
Oral: Hayata gülümseyerek bakmaya devam edin
Fuarın “Onur Çizeri” Tan Oral da, “Hayata gülümseyerek bakmak” sloganının çok iyi seçilmiş çok güzel bir slogan olduğuna dair kanaatini dile getirdi. Oral, “Zaman zaman karamsarlığın çok yaygınlaştığı ülkemizde, kitap gibi umudu, mizah gibi neşeyi çağrıştıran güzel olguların gündeme oturmasını çok değerli bir sonuç olarak görüyorum” dedi.
Tan Oral, kitap yazan, kitap basan, kitap satan, kitap okuyan, kitap biriktiren kimselere pek iyi gözle bakılmadığı ve zaman zaman cezalandırıldığı bir dönemden sonra, sular seller gibi kitap basıldığını ve bu kitaplara okuyucuların coşkuyla koştuklarını görmenin, umudu tazelemek için yeterli olduğunu söyledi. Oral, “Hayata gülümseyerek bakmaya devam edin” tavsiyesinde bulundu.
Ioan: Kirlenen hayatımızı kültür ve sanatla arındırabiliriz
Konuşmasına Türkçe “Merhaba” diyerek başlayan Romanya Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Mattei Ioan ise, kültürel açıdan iki ülke arasında köklü köprüler olduğunu söyledi.
“Yazılı kültürün, bulunduğumuz jeopolitik şartlarda ruhun bütün arınma sistemini oluşturduğuna inanıyorum” diyen Ioan, şöyle konuştu:
“Hayatî ve vazgeçilmez bir unsur olan su, kirlendiğinde insanın bulduğu maddelerle ve cihazlarla arındırabilir ise, ruhumuz da aynı şekilde insanın yarattığı muhtelif kültür ve sanat ürünleriyle arındırılabilir. Yani hayatımız, kirli ve çirkin her şeyden arındırılabilir. Burada bulunan Romen yazar ve editörlerin iyi ilişkilerde bulunacağını umuyorum.”
Dursun: Fuar, silah yerine kitaba, öğrenmeye sarılmamızı sağlayacak
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun da, fuarın ana temasının isabetli bir seçim olduğunu ifade etti. Dursun, “Gerçekten son günlerde bölgemizde meydana gelen olaylar, gerginlikler, çekişmeler, İstanbul’da tam da zamanında hayata gülümseyerek bakmamızı, tekrar kitabı hatırlamamızı, silah yerine kitaba sarılmamızı sağlayacağı için çok büyük memnuniyet duyduğumu, altını çizerek ifade etmek istiyorum” dedi.
Seçim mitinglerinde daha fazla kalabalık toplama yarışı yaşandığına işaret eden Dursun, kitap fuarında ise ortak değer olan kitap ve öğrenme etrafında her görüşten insanın daha büyük bir kitle oluşturacağını söyledi. Dursun, “O bakımdan ben de böyle bir etkinliğe koşarak ve gülümseyerek geldiğimi ifade etmek istiyorum” dedi.
Dimitri Kantemir ve Romanya…
Müsteşar Dursun, fuarın bu yılki konuk ülkesinin Romanya oluşu üzerine şu değerlendirmede bulundu:
“Burada Romanya ve Romen kültürü ile bizim Eflak-Boğdan dediğimiz bölgeyle çok canlı bir ilişkimiz var ve o ilişkinin içinden gelen birisiyim, Topkapı Sarayı'nın müdürü olarak. Topkapı Sarayı Enderûn Ocağı'nda o bölgeden gelen bir şahıs var. Bizim kısaca Kantemiroğlu dediğimiz Dimitri Kantemir. Biliyorsunuz mutlaka, ilk Romence romanı İstanbul'da Dimitri Kantemir yazdı, bizim burada. Yani burada bir Romence kitap yazılması, roman yazılması, Dimitri Kantemir'in ortak ismi etrafında toplanan bir kültürel yapının tekrar bu gün Romen dostlarımızla beraber kitap etrafında toplanması, bizi son derece mutlu etti. Sadece romancı değil, Kantemiroğlu deyince hakkını yemeyelim, klasik mûsıkîsine vermiş olduğu değeri ve katkıyı da hiçbir zaman unutmuyoruz ve bizim için son derece önemli bir kaynak şahıs olarak geliyor. Zaten Romanya Kültür Merkezi'nin adının da Dimitri Kantemir adına verildiğini burada bu vesile ile bir kere daha hatırlatıyorum. Bizim de Romanya'da 2 tane kültür merkezimiz var. Ona da Yunus Emre adını verdik. Yani dostluk ve entelektüel birikim üzerine ulusların tekrar birbirine kavuşması, kucaklaşması ve hayata gülümseyerek bakması üzerinde bir teori ve pratik geliştirme düşüncesinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum.”
Topkapı Sarayı’nda kitap ve dolmakalem müzesi açacağız
İstanbul’un en güzel kütüphanesinin, Sultan 1. Mahmud’un Ayasofya’da yaptırmış olduğu ve el yazması kitapların bulunduğu 1. Mahmud Kütüphanesi olduğunu ifade eden Dursun, ikinci güzel kütüphanenin de Topkapı Sarayı’ndaki Yazma Eserler Kütüphanesi olduğunu söyledi. Dursun, sözlerine şöyle devam etti:
“Bunları araştırmacılar görebilirler ama Topkapı Sarayı’nı gezenler göremezlerdi. Şimdi 2 kütüphaneyi kitapla mücehhez hâle getiriyoruz. Yani aslına rücû ediyoruz. 3. Ahmed Kütüphanesi, Topkapı Sarayı’nda boştu. Yani mekânı görebiliyordunuz ama içinde kitap göremiyordunuz. Şimdi yeni restorasyon sonrası ‘güzel kitap’sergisi olarak (hüsn-i hatt gibi yani) 3. Ahmed Kütüphanesi’nde o mükemmel ciltleri görmek imkânına sahip olacağız. O zaman gönlümüz de gülümseyerek kitaba bakma imkânına sahip olacak. Ankara için de, İstanbul’un sahhaflarından geriye kalan, yani artık sahaflığa devam etmeyen ve özel kitap koleksiyonu yapan kişilerin kitaplarını devlet satın almaya başladı. Büyük ihtimalle Enderûn Kitabevi’nden, rahmetli İsmail Özdoğan’ın kitaplarından başlamak üzere… Özel koleksiyonerlerin dağılma durumunu çok gördük. Artık bundan sonra özel koleksiyonerlerin kitaplarına devlet talip oluyor ve onların kitaplarını alıyor. Rahmetli Çelik Gülersoy’un İstanbul Kitaplığı’nın da kamuya ve istifadeye açık olması için işin peşindeyiz, takibindeyiz. Kütüphanelerin bir kısmının edebiyat müze kütüphanesi olarak kullanılmasını da son derece önemsiyoruz. Kitabın en büyük dostu kalemdir. Bir dolmakalem müzesi hazırlıyoruz ve onu Topkapı Sarayı’nda Divit Odası’nda yapıyoruz. Orada önemli kişilerin, yazarların dolmakalemlerini toplamak suretiyle, bir sergiyle teşhir etmek düşüncesindeyiz.”
Konuşmasında Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl’in taleplerini de değerlendiren Dursun, yayınlama özgürlüğünün mutlaka yanında yer alacaklarını, korsan yayıncılıkla mücadele için de yeni dönemde bazı düzenlemeler yapacaklarını söyledi.
Şahin: İstanbul, kaydettiği gelişmeleri okumaya borçludur
İstanbul Valisi Vasip Şahin ise, yazının icadının insanlığın dönüm noktalarından birisi olduğunu; uygarlığın, bilgi toplumu sürecine yazının ve okumanın başlamasıyla birlikte girdiğine işaret etti. Bu tarz fuarların da bilgi birikiminin etkileşim merkezleri olduğunu belirten Şahin, şunları söyledi:
“İstanbul, insana yapılan yatırımın en verimli ve en hayatî yatırım olduğunu bilen bir şehirdir. Bu nedenle şehir, sosyo-kültürel yapısı itibariyle de okuma alışkanlığının, sanat ve kültürel bakış açısının küçük yaşlarda kazandırılmasına yönelik çalışmaları desteklemektedir. İstanbul, kütüphaneleri, müzeleri, sanat galerileri ve sayısı 3 bine yaklaşan matbaaları, ulusal ve uluslar arası fuarları, etkinlikleri ve organizasyonlarıyla insanları kültürel anlamda beslemeye gayret etmektedir. Medeniyetler, kültürler ve değerler şehri İstanbul, ekonomiden sağlığa, spordan kültüre her alanda kaydettiği gelişmeleri, okumaya, sanata ve eğitime verdiği öneme borçludur.”
15 milyon nüfuslu bir şehirde kitap fuarının 500 bin olan ziyaretçi sayısını yeterli görmediklerini dile getiren Vali Şahin, 700 bin nüfuslu Malatya’da düzenlenen fuarı 300 bin kişinin ziyaret ettiğine dikkat çekti.
İstanbul Valisi Vasip Şahin, konuşmasının ardından fuarın onur konuğu Romanya’nın Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Mattei Ioan’a plaket takdim edildi.
Ardından, toplu halde kurdele kesilerek fuar ziyarete açıldı.
Kitaplar, imza günleri, söyleşiler, atölyeler…
Kültür A.Ş. Yayınları TÜYAP Kitap Fuarı’nda
Fuara, “Hayatı okumak için, önce kitap” sloganıyla katılan Kültür A.Ş. Yayınları, “İstanbul Kitapçısı” markasıyla 2. Salon’da 101A numaralı stantta, 15 Kasım Pazar akşamına kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.
Kültür A.Ş., Fuar süresince imza günleri, söyleşi ve atölye programları gerçekleştirecek.
9 Kasım Pazartesi günü Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Karadeniz Salonu’nda 15.15-16-15 saatleri arasında “Fethin Kahramanları” isimli kitabını imzalayacak.
Aynı gün Ahmet Ercan, Karadeniz Salonu’nda 12.00-12.45 saatleri arasında Kültür A.Ş. tarafından üretilmiş olan “1453 İstanbul’un Fethi” isimli kutu oyunuyla, çocuklarla birlikte “Kutu Oyunu Atölyesi” gerçekleştirecek.
10 Kasım Salı günü “İstanbul’un 100 Lezzeti” isimli kitabın yazarı Nilgün Tatlı, önce ziyaretçileriyle birlikte yemek yapıp sohbet edecek, ardından da kitabını imzalayacak.
Yemek&Söyleşi, Uluslararası Salon’da 16.00-17.00 saatleri arasında, imza programı ise 17.00-19.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek.
11 Kasım Çarşamba günü koleksiyoner Akın Kurtoğlu, Marmara Salonu’nda 17.45-18.45 saatleri arasında “İstanbul’da Ulaşım Hikâyeleri ve Mizah” konulu söyleşisini gerçekleştirecek.
13 Kasım Cuma günü ise, “Emre İstanbul'un Fethinde Panorama 1453”, “Emre Sultanahmet’i Geziyor” ve “Emre Miniatürk’ü Geziyor” isimli çocuk kitaplarının yazarı Figen Yaman Coşar, çocuklar için “Masal Atölyesi” düzenleyecek. Program, Marmara Salonu’nda 12.00-12.45 saatleri arasında gerçekleştirilecek.
--------------------------------------------
Haber Kaynağı: MÜREKKEP HABER
10 Kasım 2015 Salı 11:08