SEVDİĞİNİ SÖYLEYEMEMEK!..
Son zamanlarda başıma gelen iki olay beni çok üzdü. Her ikisi de dostum olan kişilerin vefatlarından sonra cenazelerinde duyduklarım beni çok yaraladı.Birinci cenazede başsağlığı dilediğim dostumun karısı boynuma sarılarak: "Hocam biliyorsun,(halbuki hiç bilmiyordum) seni çok severdi. Hatta belki benden çok severdi" dedi. Şaşkınlıktan konuşamadım. Merhumu mezarlıkta son yolcuğuna uğurlarken de bir grup yanıma gelerek: " Biz yakın dostları ve komşularıyız. Senden çok bahsederdi, hep seni anardı" dediler.
İkinci arkadaşım da yine genç yaşta aramızdan ayrıldı. Mezarlıktan dönerken rahmetlinin annesi yanıma gelip: "Oğlum seni çok severdi, hep senden bahsederdi. Elimde bazı belgeler var, onları Haluk Hocaya verirsin dedi" şeklinde konuştu.Bakarmısın duruma; sevinir misin, üzülür müsün. Biz ne varlığa seviniriz,ne yokluğa yeriniriz. Ama yine de insan etkileniyor. Bu iki dostum da bana hayatlarında seni seviyoruz demediler, diyemediler. Hâlbuki deselerdi ben onlara daha çok vakit ayıracaktım, onları daha sık arayıp soracak, başka türlü davranacaktım.Ne kadar üzüldüm, ne kadar yandım bir bilseniz.
Allah'tan geçirdiğim kazadan sonra ne kadar çok sevenim aradı ve bu beni ne kadar çok mutlu etti. Biraz bu durumumu düzeltti. Vicdan azabımı azalttı.
Zülgaip'de şahit, bu yazıyı yazarken inanılmaz bir şey oldu. Mektepten ağabeyim Prof. Dr. Fuat Çelebioğlu ki; beni her zaman pek arayıp sormaz, kaza yaptığımı da bilmiyor.Telefon etti durup dururken: "Halukcuğum, seni seviyorum, çok özledim, sadece bunun için aradım" dedi.
"İşte budur".
Son söz: Kişi sevdiği ile beraberdir. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız.