“Avrupa’nın En Güzel Gölleri” başlığıyla turistik turlar düzenlendiğini biliyor muydunuz?
İsviçre’nin, İtalya'nın, Fransa’nın, Alpler’in göllerini görmeye gidiyor insanlar: Como, Logano, Maggiore, Annecy, Leman, Luzern, Zürih…
Slovenya’daki Bled Gölü de çok moda oldu.
Peki, “Türkiye’nin En Güzel Gölleri” diye bir başlık koysak, hangileri listeye girer?
Ben aslında deniz çocuğuyum. Gölü hiç bilmezdim. Önce, Sapanca’yı gördüm. Sonra Abant’ı ve Van Gölü’nü; ilk göz ağrım Van Gölü’dür. Ardahan’ın Çıldır’ı ve Aktaş’ını da severim.
Rumeli’de Ohri Gölü’nü çok severim. İşkodra, Yanya, Kesriye ve Doyran Gölleri kenarında oturmuşluğum vardır.
Son zamanlarda Anadolu’nun yayla göllerine merak sardım. Öyle kimsenin bilmediği, herkesin gidemediği zor yolların yayla gölleri.
Bolu’nun Yedigöller’ini duymayan kalmamıştır. Ama bilmem ne kadar gören oldu. Hafta içinde çok daha sakin, çok daha güzel. Merkeze yakın Gölcük ve Seben Yaylası’nın gölü, Sünnet Gölü güzeldir.
Benim gözdelerime gelince Artvin’in Karagöller’ine bayılıyorum; Borçka’nın ve Şavşat’ın Karagöller’ine…
Tabiatın koynuna saklanmış, turizmin kalabalıklarına kendini kaptırmamış, gizli kalmış, küçük Karagöller.
İnşallah bozulmazlar!