Fener Rum Patriği Bartolomeus cemaatine, kültürüne ve doğaya son derece bağlıdır. Kendisini yakından tanırım ve izlemeye çalışırım. Özel olarak bir araya geldiğimiz zamanlar da olur.
Son günlerde Niğde’de Fener Rum Patrikhanesi, bir dizi etkinlik-ibadet düzenledi. Patrikhane, Kapadokya bölgesinde bizim Karamanlıların tarihi kiliselerinde zaman zaman, buluşmalar tertip ediyor. En son, Niğde Hamamlı (Kurdonos-Gurdonos) Kilisesi’nde buluştular.
Çok utanarak söylüyorum: Niğde, benim Türkiye’de hiç gitmediğim iki ilden birisi idi. Patrik Cenapları benden önce gitti. Açık söylemek gerekirse mahcup oldum. İlk fırsatta ben de gideceğim diye niyet etmiştim ve bu hafta sonu gittim. İl Kültür ve Turizm Müdürü Tansel Tokmak ile Niğde Kalesi’ni, Alâeddin Camii’ni, Sungur Bey Camii’ni, Bedesteni, Ak Medrese’yi, Niğde Müzesi’ni gezdim; şehrin tarihi dokusuna ait sivil mimari örneklerini barındıran sokaklarını (Kadıoğlu Sokak ve Cullas Sokak) dolaştım.
Gümüşler Manastırı’nı, Kemerhisar’daki su kemerlerini, Tyana Antik Kenti ve Roma Havuzu’nu gördüm.
Patrik diye başlamıştım ya, Patrik ve cemaatinin gittiği Hamamlı Köyü’ndeki Metamorfosis-İsa Mesih Kilisesi’ni de inceledim. Patrik orada bir akşam ayini yönetmişti.
Daha önce Konaklı Kasabası’nda da ve yine merkezde de ayinler yapılmıştı.
Hamamlı’nın komşu köyü Yeşilburç (Dene) Kilisesi ise camiye çevrilmiş. Çan kulesi, hala ayakta duruyor. 8 Ağustos 2015 cumartesi günü öğle namazında imamdan başka cemaat olarak sadece bir kişi vardı.
Kilise-Cami’nin avlusu Kayardı Bağları’na bakıyor. O güzel manzaraya göz gezdirip biraz tarihe daldım. Mübadeleden önce İstanbul’un Rum bakkalları Karamanlı idi. Eminönü bakliyat ve gıda ticareti neredeyse onların kontrolündeydi. İstanbul’da kazandıkları paralarla memleketlerine hamam, mektep ve kilise yaptırdılar. Mısır Çarşısı’nın girişindeki eski Pandeli (Çobanoğlu) de bir Niğdeli’dir. Bademli kurabiyesi meşhurdu. Ne ilginçtir ki ben de bademli kurabiyeyi Kavala’daki Karamanlılardan öğrendim ve tattım.
Aradan bir asra yakın zaman geçmesine rağmen hala Yunanistan’da Orta Anadolu Türkçesi konuşurlar. Ne zaman yanlarına uğrasam “Bi gayfe içek, oturak, konuşak.” derler.
Şimdi onların Anadolu’da bıraktıkları köylerinde mübadil, muhacir Rumelililer oturuyor. Yüzyıllar önce Rumeli’ye yerleşen Evlad-ı Fatihan’ın (Konya-Karamanlılar) Yunanistan’da terk ettiği köylere de Hristiyan Karamanlılar yerleşti.
Niğde’deyken şu Karamanlıların hüzünlü öyküsünü bir kere daha içimde duydum.
Yalnız bir konuyu çok merak ettim: benim bildiğim Karamanlı Ortodokslar ibadetlerinde Türkçeyi kullanırlardı.
Acaba Patrik, Hamamlı Kilisesi’ndeki akşam ayinini hangi dilde yaptı…