Elazığ’a ulaştığımda akşam ezanı okunuyordu. Doğrudan Harput’a çıktım. Yeni şehri tam tepeden gören, ufku açık bir masadan ovayı doya doya seyrettim. Artık hava kararıp ışıklardan başka bir şey gözükmez olunca da Harput’un sokaklarına, çeşmelerine camilerine, konaklarına yöneldim. Tam artık, geri dönmek üzereydim ki Elazığ İl Kültür ve Turizm Müdürü Tahsin Öztürk benim çok ilgimi çekecek bir mekân daha kaldığını haber verdi. İşte Harput’un gözdesini bu şekilde keşfettim.
Müsteşarlığım boyunca Anadolu’da her gittiğim yerde “Konaklarınızı, bağ evlerinizi koruyun, ihya edin ve içinde oturun.” diyorum. Harput Şefik Gül Evi, benim tam aradığım yermiş. İşten anlayan, para ve zevk sahibi insanlar bir araya gelmiş. Prof. Dr. Metin Sözen de katkı vermiş diyeyim de siz artık gerisini anlayın. Çelik Gülersoy ve Metin Sözen Anadolu’daki milli mimarimizin, tarihi kentlerimizin ve tarihi evlerimizin birer sigortası sayılır. Onların elinin değdiği her yer, her eser hemen kendini belli eder. Sermaye, emek, bilgi ve ince zevk bir araya geldiğinde bizim kültür ve medeniyetimizde şehir-mekân ve şehir-insan anlayışımız yerli yerine oturuyor.
Bana evini söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim!