Sevgili Gençler,
Size bu sefer büyüklerinizden önemli bir isteğiniz olursa onu nasıl elde edebileceğiniz hakkında bazı ipuçları ve taktikler vermek istiyorum.
Bu konudaki anahtar kelime “eşref saati”dir. Sadece kelimenin anahtarı değil, bütün bir operasyonun (!) anahtarı “eşref saati”dir.
İnsanların en keyifli olduğu, mutluluğun zirvesine çıktığı, ağzının tatlandığı ve ballandığı vakte “eşref saati” derler.
Şunu asla unutmayınız ki eşref saati insanların hayatında çok önemli bir vakittir.
Ben kendimi öne çıkararak ve üzerimden örnekleme yaparak konuyu biraz daha açıklayayım.
Kişinin kıvamını bulduğu, tavına geldiği vakit yanına yaklaşınız.
Eğer mesai günüyse kişi (anne veya baba) işten geliyorsa daha kapıdan girer girmez asla talebinizi dillendirmeyin, niyetlenmeyin. Biraz bekleyin. Günün ve yolun yorgunluğu geçsin, hele hele yemek saatini mutlaka geçsin. Akşam çayı içilmeye başlandığı ve sinirler gevşediği anda sahneye çıkın.
En önemli noktalardan birisi yüzünüzde gülümseme, biraz boynunuzda bükülme, masum, mahsun ve mazlum bir ifadeyle talebinizi dile getirin. Başarı ihtimali yüzde yüzdür.
Eğer hafta sonu, tatil günü ise güzel bir kahvaltıdan sonra tam keyif kahvesi içilecek ve siz o anda devreye gireceksiniz. Size garanti veriyorum sonuç mükemmel olacaktır.
Bunun yerine yorgun argın bir durumda yahut tuttuğu takım hezimete uğramış maç sonunda; ümidini bağladığı parti seçimlerden yenilgiyle çıktığında; bir konu üzerinde yoğunlaşmış bir şekilde çalışıyorken; ay sonunda iki yakasını bir araya getirmek, bütçeyi dengelemek için en ince hesapları yaptığı zamanda hamlenizin başarılı olma şansı sıfırdır.
Bir dar vakitte, bir gergin anda, bir olumsuz zamanda en olumlu işi yaptırmakta bile zorlanırsınız.
Bir de unutmadan şunu söyleyeyim; büyüklerin bir konu hakkında “Bir bakarız…” demesine hiç güvenmeyin. Bunu bir söz verme ve teminat olarak almayın. Bu ifade: “Şu anda taraftar değilim; ama bu konuda senin niyet, takip ve ısrarına bakacağım. Ona göre karar vereceğim.” şeklinde anlaşılmalıdır.
Sonsöz: Keşke bütün muhataplarınız, rakipleriniz ana-babalarınız gibi size kıyamayacak, dayanamayacak kadar merhametli ve yufka yürekli olsalar.
Yine de sonuç alamazsanız, sakın bana kızmayın;
Vermeyince Mabud neylesin Halûk!
Hadi Allah versin...