Halk arasında bir tabir vardır. Aslında ayıptır söylemesi hayvanlar için kullanılır.
At biraz azgınlaştı, ele avuca sığmaz oldu, gemi azıya aldımıydı: "Bunun yemini azaltın, yükünü çoğaltın" derler. O şekilde terbiye ederler.
Başka bir tabir daha vardır, gemi fırtınalı denizlerde yıprandı,su alma tehlikesi başladığı zaman "kızağa alırlar" tersaneye çekerek bakımını yaparlar sonra yine suya salarlar.Bazen devlet de benzer uygulamalar yapar. Üzerine vazife olmayan işlere de dalan, durumdan kendine vazife çıkaran adam görürse, ona başını kaldıramayacağı kadar çok iş verir. Yani "yükünü çoğaltır".
Yahut, yaşını başını aldığı halde dur durak bilmiyor, dağ bayır koşturuyor, çok yorulur ve yıpranıyorsa onu "kızağa çeker". Dinlendirir, tekrar cepheye salar.
Biz; Güneydoğu, Kuzey Irak,Suriye, beka dedikçe, Devlet: İstanbul, Ankara, müze, saray, kültür-sanat diyor.
Bugün öğrendim ki, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yönetim kuruluna seçilmişim.
Şimdi bunu nasıl yorumlayacağım? Yükümü mü çoğaltıyorlar? Kızağa mı çekiyorlar? Aslında aramızda kalacağına söz verirseniz sizinle bir sırrımı paylaşacağım: Atatürk, kültür, dil ve tarih bunların hepsi bana uyar, eyvallah....
Böyle yüke can (Haluk) kurban...
https://www.facebook.com/A.HalukDursun/posts/1687615357961713
