Dört gözle emekliliğimi bekliyorum. Yeni hayatımda ilk yapacağım iş “Hayat Bilgisi Dersleri” vermek. Aslında “Hayat Bilgisi Dersi”ni eslâf (eskiler) çok vermiş. Neredeyse söylenmedik söz kalmamış. Ama kim bilir, kim okur, kim konuşur!
İşte bu noktada kendime durumdan vazife çıkarıyorum. İlk yapmayı düşündüğüm de levhaların dilinden hareket etmek. Hayatın içinden çıkarılan derslerin, güzel yazıyla gözümüzün önüne konmasından faydalanmak. Bu konuda birkaç yazı da yazmıştım. Ama ne okusan, ne yazsan öğrenmenin sonu yok.
Zaman zaman beğendiğim, seçtiğim, bir kenara koyduğum bu güzel sözleri “Hayat Bilgisi Dersleri”nde kullanacağım. Bu konuda bana hep yol gösteren ilham veren aziz Uğur Derman üstadı da zikretmeden geçemeyeceğim. İşte onun kitabından aldığım bir ders. Ondan aldım size veriyorum.
Ne kahrı dest-i â’dâdan, ne lutfu âşinâdan bil,
Kanâat ehli derviş ol, kamû kârı Hudâ’dan bil.
(Ne kötülüğü düşmandan, ne iyiliği dostlardan bil,
Derviş-meşrep ol, başına gelen her işi Allah’tan bil.)
Mâcid Bey’in celî sülüs bir levhası (1359/1941)